Mutlu Beyin, Loretta Graziano Breuning
Kırsal Kalkınma, Temmuz-Ağustos-Eylül 2018, 13.sayı

İnsanın acı duymasına veya mutluluğuna dönük yeni bir tez, yorum veya açıklama denilebilir Loretta Graziano Breuning’in Mutlu Beyin’i için. Ona göre bazı kimyasallar nedeniyle beyin mutlu olur. O salgılar içinse, beyinde nöron yolları ve bağlantıları oluşmaktadır. Ne zaman ki oluşan sinir yollarından tekrar geçilir, aynı mutlu kimyasalların salgılanması sağlanır ve bunun neticesinde mutluluk duyulur. Beyindeki sinir yolları -bunlar otoban genişliğinde de olabilir- yedi yaşına kadar yaşadığımız tecrübelere dayanır. Yaş ilerledikçe sinir yollarının oluşması zorlaşır ve yavaşlar. Loretta Graziano Breuning öncelikle beynin nasıl çalıştığını, hangi bölümündeki faaliyetten dolayı acı duyduğumuzu, hangi bölümünün harekete geçmesi sonucunda mutlu olduğumuzu anlatır. Beynin çalışma mekanizmasını çözdükten sonra ne yapılması gerektiği kendiliğinden ortaya çıkar. Örneğin “kısır döngü” diye bir şey vardır. Kısır döngüye düşen duygular, kimyasal salgıyı duraklatır, hatta ortadan kaldırır. Böylelikle yaptığımız şeylerden tat alamayız. Oysa aynı şeyi yaptığımızda mutlu oluyorduk önceleri. Breuning bu tür kısır döngü veya mutlu kimyasalların salınımını engelleyen diğer unsurları da açıklayarak aslında ne yapılması gerektiğine dair bir yol arayışı içine girer. Okuyucusunu da aynı arayışa sürüklemeyi başarır. Kısa, sade, anlaşılır üslubu ve diliyle sürükleyici bir kitap olduğu söylenebilir Mutlu Beyin’in. Breuning’in öne sürdüğü tezlerin çoğu bilimsel araştırmalara dayanır. Daha çok hayvanlar üzerinde yapılmış deneylerdir bunlar. Çünkü hayvanlarda da aynı mutlu kimyasallar bulunmaktadır. Farklılıklarıyla birlikte insandakilerle aynı şekilde çalışır bu hormonlar. O yüzden sık sık hayvan davranışlarından söz eder Breuning. Oradan insana dair çıkarımlarda bulunur. Hepsinden güzeli ise hayvan davranışlarıyla sınırlı kalmayıp, insanların güncel hayatından da örnekler verir. O, ayrıca acının faydalarından da söz etmektedir. Acı olmadığında insanın kendini korumayı öğrenemeyeceğini, dolayısıyla mutlu olmak için gerekli güven ortamına kavuşamayacağını söyler. Mutlu Beyin’de insanın her hareketini bir şekilde anlamlandırma; hiçbir duygunun faydasız olmadığını, her duygunun birbiriyle komplike ilişki içinde olduğunu gösterme çabası da dikkat çekicidir.

It can be called a new thesis, interpretation or an explanation for human suffering or happiness for Loretta Graziano Breuning’s Habits of a Happy Brain. According to her, some chemicals make the brain happy. Neuronal pathways and connections are formed in the brain for those hormones. Whenever those pathways are passed again, the secretion of the same happy chemicals is ensured and the result is happiness. The nerve pathways in the brain , which may also be the width of an autobahn, are based on experiences we have experienced up to the age of seven. The formation of nerve pathways becomes more difficult and slower with increasing age. Loretta Graziano Breuning tells us first how the brain works, what part of the brain makes us suffer, what part of the brain makes us happy. After comprehending the brain’s working mechanism, what should be done for happiness automatically shows up. For example, there is a fact as “vicious cycle”. The emotions that go round the vicious circle, pause the chemical secretion, even stop it. In this way, we cannot enjoy anything we do. However, when we did the same thing before, we were happy with that. Explaining such vicious circles or other elements that prevent the release of happy chemicals, Breuning explores a way of what actually do. She manages to carry away her reader to the same exploration. Habits of a Happy Brain is a thrilling book with its short, simple, understandable style and language. Most of the hypotheses Breuning suggests are based on scientific research. Since, animals have the same happy chemicals, these are experiments conducted on animals. These hormones work the same way as those of humans besides their differences. For this reason, Breuning often mentions animal behaviors. She makes inferences about human from therein. What is good is that it is not limited to animal behaviors, but she also gives examples from daily life of human being. She also discusses on the benefits of suffering. She argues that in the absence of suffer one cannot learn to protect himself, therefore cannot have the confidence to be happy. It is also remarkable in Habits of a Happy Brain that the effort of the human being to think as sense-making every behavior of people; to show no sensation is useless and each sensation is in a complicated relationship with each other.

Mutlu olmak zorunda mıyız?

11 April 2018 16:01  /  Kitaplar, Mutlu Beyin

Esra Karadoğan
Mutlu Beyin, Loretta Graziano Breuning
Hürriyet Kitap Sanat, 14.12.2017

Sürekli mutluluktan söz ediyoruz. Giysiler, bindiğimiz araba, içtiğimiz içecek bile bizi mutlu edeceği iddiasında… Pek çok kişisel gelişim kitabı ve yaşam koçu da aynı şeyi sayıklıyor. Peki bu kadar kolay mı? Loretta Graziano Breuning ‘Mutlu Beyin’de bambaşka bir bakış açısı sunuyor…

Geçmişte günlük hayatın içinde o kadar çok fiziksel acı vardı ki sosyal acılar ikinci plandaydı. Şimdiyse fiziksel acıdan, avlanmaktan, kazaya uğramaktan ya da kötü hastalıklardan daha az çekiyoruz. Sosyal hayal kırıklıklarına odaklanmak için daha fazla enerjimiz var. Daha az acının var olduğu bir dünyada daha çok acı çekiyor gibiyiz.”
Sürekli mutluluktan söz ediyoruz. Giysiler, bindiğimiz araba hatta içtiğimiz içecek bile bizi mutlu edeceği iddiasında bulunuyor. Pek çok kişisel gelişim kitabı ve yaşam koçu aynı anda sayıklıyor: “Bakış açını değiştir! Mutlu ol!” Peki bu, bu kadar kolay mı? Mutlu olmak zorundayız, çünkü herkes mutlu ya da herkes daha mutlu olmak zorunda gibi bir algı yerleşmiş durumda. Ne zaman ki kendi içimize dönüyoruz, o zaman bir sürü hayal kırıklığı, öfke ve acıyla yüzleşiyoruz. “Herkes mutluyken ben neden mutlu olamıyorum?” sorusu sessizce beynimizi kemiriyor. Fakat ‘Mutlu Beyin’in yazarı Loretta Graziano Breuning farklı bakış açısına sahip bir öğretim görevlisi ve “Hayatta kalmak üzere tasarlandık, sürekli iyi hissetmek için değil” diyerek bu duruma karşı çıkıyor.“Size hayatta kalmaya odaklanmış bir beyin miras kaldı. Siz böyle düşünmeyebilirsiniz ama bir toplantıya gecikme konusunda endişelendiğinizde ya da yanlış bir şey yediğinizde ya da her şeyin berbat gittiği bir günle ilgili endişelendiğinizde hayatta kalma odaklı beyniniz devreye girer.” Mutluluk beynimiz tarafından yönetilen bir his ve beynimizin, kendini çocukluktaki deneyimlerle şekillendirme ve genlerimizin de hayatta kalmasını önemseme gibi gariplikleri var. ‘Mutlu Beyin’, size mutluluğa giden yolda gerçekte var olmayan mucizevi çözümler sunmuyor. Sadece “Beynin, aslında çok da karmaşık olmayan fizyolojisini tanırsanız kendinizi mutlu etmeyi başarırsınız” diyor.
Gerçekten mutlu olmak mümkün mü? Çoğu insan, dünyanın gidişatını gösterip “Hayır!” cevabını verecektir. Evet, dünya kötü bir yer, üstelik gün geçtikçe daha kötü bir yer haline geliyor. “İçinde bulunduğumuz dünyanın gerçeğini görmezden gelemezsiniz, fakat sizi mutlu hissettiren nedenlerin peşinden gidip, beyninizde neler olup bittiğini bilirseniz bunu kontrol edebilirsiniz” diyor kitap ve beynimizde salgılanan dört mutluluk kimyasalını tanıtıyor: Serotonin, dopamin, oksitosin, endorfin. Bunları bilmek açacağımız kapının anahtarına sahip olmak gibi. Başlarda biraz zor gelebiliyor fakat tüm bunlar anlatılırken çok yalın bir dil kullanılmış, ilgiyi kaybetmeden okumaya devam ediyorsunuz.
“İşin üzücü yanı, mutluluğun da bir kısırdöngüsü olması” diyor yazar. Ulaşmak istediğiniz kariyer hedefi, yeni bir ev, araba, hatta büyük ödüller… Bunlar insanı mutlu edebilir, evet. Fakat o hayalini kurduğunuz ödülü aldıktan, tören bittikten bir süre sonra mutlu kimyasalların emilimi de biter. Beyin yine olası tehditleri gözden geçirmeye başlar, “Ya yeni projemi sevmezlerse” gibi düşünceler sizi ele geçirir. “Yeni bir gezegen bile keşfetseniz mutlu kimyasal salınımı sonsuza kadar sürmez. Gezegeninize her gün bakabilirsiniz ama yine de her an onu keşfettiğiniz zamanki mutluluğu hissetmezsiniz. O hissi yeniden istersiniz. Bu ihtiyacı başka yollarla doldurmaya çalışırsınız, bu da sizi yeni bir gezegen aramaya teşvik edebilir.” Bu yüzden yeni sevgili, yeni kariyer, yeni olan pek çok şey bizi heyecanlandırır.
Mutluluğa dair sorular hem kafanızı karıştırıyor hem de mutluluğun o kadar da gerekli olup olmadığından şüphe duyuyorsanız bu kitap tam da size göre.

Mutlu Beyin

Mutlu Beyin

11 April 2018 15:52  /  Kitaplar, Mutlu Beyin

 

Mutlu Beyin, Loretta Graziano Breunning
Bir Anne Doğdu, 11.2017

Loretta Graziano Breunning’in yazdığı, Aganta Kitap tarafından yayınlanan ve çevirisini Ebrar Güldemler’in yaptığı Mutlu Beyin’i okudum geçtiğimiz hafta. İlginç bir konusu var: İnsan motivasyon teorileri hakkında öğrendiklerinden ikna olmayan yazar, memeli hayvanları inceleyerek beyin kimyalarını çözmüş ve orada olup bitenler ona kendi kimyamızı -dolayısıyla hormon salınımlarımızı- kontrol edebileceğimiz fikrini vermiş olmalı ki bu konuda kaynaklar yaratmaya başlamış. Mutlu Beyin de bu kaynaklardan biri. Evet, kulağa oldukça ilginç geliyor. Kitap da oldukça ilginç zaten.

Okumaya ilk başladığımda yazarın davranışçı psikologlardan biraz fazla etkilenmiş olup olmadığını düşündüm. Bir kitapta, davranışçıların duygulara yaklaşımı hakkında bir benzetme okumuştum: insanları bir kahve otomatı gibi değerlendirdiklerinden bahsediyordu. Yani biri gelir, düğmeye basar, bir şey tetiklenir ve içeride bazı (hormonal) şeyler olur, kahve (yani tepki) meydana gelir. Kitabın başlangıcında davranışların tamamıyla hormonlara bağlanıyor olması bende bu etkiyi yaptı sanırım. Fakat sonrasında duygusal salınımlar için zihinsel bazı katkıların olması gerektiğiyle ilgili bölümler geldi, ben de kitabı okumaya devam etmeye karar verdim.

Duygu denince insanın aklına romantik şeyler geliyor. Kalbi şeyler. Halbuki duyguların kalple pek de ilgisi yok. Duygular zihinle ilgili şeyler.Duygularımızı beynimiz kontrol ediyor. Böyle söylendiğinde kulağa pek romantik gelmediğinin farkındayım ancak işin gerçeği bu. Bu nedenle eğer zihninizi kontrol etmeyi öğrenirseniz, duygularınızı da kontrol edebilirsiniz. Kitap bu gerçeği ve bunu nasıl yapabileceğinizi anlatıyor.

Kendini sürekli iyi hissedebilmek için kendini iyi hissetmeni sağlayan hormonları tanımak ve onları beynine -kendi kontrolünle- nasıl salgılatabileceğini öğrenmek kulağa çok hoş gelmiyor mu? Eğer bunu yapıp yapamayacağınızı denemek istiyorsanız bu kitabı okumalısınız. (Bir ipucu vereyim: Yapabilirsiniz.)

Kendimizi iyi hissetmemizi sağlayan dört hormon: Serotonin, Dopamin, Oksitosin ve Endorfin. Bunları beynimiz sadece bazı durumlarda salgılıyor. O durum ortadan kalktığında da hormon salınımı normal haline dönüyor. Bu “bazı durumları” öğrendiğinizde sürekli iyi hissedebileceğiniz şekilde beyninizi kontrol edebiliyorsunuz. Yani ruh halinizi belirli bir seviyede tutmayı başarabiliyorsunuz. Üstelik bunu öğrenmek 45 gününüzü alıyor.

Mutlu Beyin

Ceren Arseven
Mutlu Beyin, Loretta Graziano Breuning
Sabah, 22.10.2017

Mutluluk kimyasallarını doğal yöntemlerle salgılayabileceğinizi biliyor musunuz? Bilim insanı Loretta Graziano Breuning imzalı Mutlu Beyin adlı kitap 45 günde daha mutlu bir insan olmanızı sağlıyor

Mutlu kimyasalları yeni yöntemlerle salgılamayı başarsanız harika olmaz mıydı? Bunları, kendiniz için yararlı şeyler yaparken salgılamak iyi olmaz mıydı? California State Üniversitesi’nde öğretim görevlisi, Inner Mammal Enstitüsü’nün kurucusu ve Oakland Hayvanat Bahçesi’nde gönüllü rehber olan Loretta Graziano Breuning’e göre içinizdeki memelinin beynini anladığınızda bunu yapabilirsiniz.
Hepimiz mutlu olmak istiyoruz. Bunun en bilimsel yöntemi alışkanlıkları değiştirmek yani beynimizde yeni sinir yolları yaratmaktan geçiyor. Yeni bir sinir yolu inşa etmek için çok fazla para ya da zaman gerekmiyor. Sadece cesaret ve odaklanmayla, bu yeni davranışı kendinizi iyi ya da kötü hissetseniz de tekrarlamak yeterli.
Peki yeni bir alışkanlık kazanmak neden iyi hissettirmez? Breuning’e göre eski alışkanlıklar beyninizin asfalt anayollarına benziyor. Yeni davranışları işleme sokmak zor, çünkü onlar nöron ormanındaki dar patikalar. Bilinmeyen yollar tehlikeli ve yorucu, bu yüzden genelde bildiğimiz yollardan gideriz. İşte “Cesaret ve azimle yepyeni bir yol yaratabilir, 46. günde bambaşka bir siz olabilirsiniz” diyen Breuning’in önerileri…

45 günde daha mutlu bir sen

KÜÇÜK ZAFERLERİ KUTLAYIN 
Her gün başardığınız şeyler vardır, mutlu kimyasal için yeni alışkanlıkları bulun. Beklentilerinizi ayarlayın, böylece yaptıklarınızdan memnun olabilirsiniz.

HAREKETE GEÇİN 
Zamanınızı somut eyleme harcayın. İşinizi bırakma hayaliyle ya da çevrenizdekilere size yardım etmeleri için baskı yapmakla zaman harcamayın. Bu onların hedefi değil. Bunun yerine pratik gerçeklerle meşgul olun.

ÇITAYI YÜKSELTİN 
İyi hisler mücadele ettiğiniz şeyle ilgili “doğru yerde” olduğunuzda gelir. Eğer basket potası aşağıdaysa basket atmaktan memnun olmazsınız. Çok yüksekse zaten denemek için bir nedeniniz yoktur. Emek vermek, karşılığında ödül beklediğinizde ama bu kolay olmadığında keyiflidir. Potayı yükseltip işi eğlenceli hale getirebilirsiniz.

GÜLÜN
Gülmek endorfini tetikler. Sizi güldüren şeyler bulun ve onlara zaman ayırın. Ama küçümsediğiniz insanlara tepeden bakarak gülmek bunu yapmaz. Gülüyor gibi yapmak da işe yaramaz.

ARA SIRA AĞLAYIN 
Ağlarken fiziksel olarak endorfin salgılarız. Fakat yetişkinler genellikle ağlama isteğini bastırır ve bu da gerilim yaratır. Kendinizi serbest bırakmak rahatlama sağlar. Birkaç dakika ağlamak yıllarca bastırdığınız histen kurtulmanızı sağlayabilir.

VÜCUDUNUZU ESNETİN 
Gerindiğinizde endorfin tetiklenir. Herkes günlük rutinine gerinmeyi ekleyebilir. Çünkü bunu televizyon izlerken, sıra beklerken, telefonda konuşurken yapabilirsiniz. Orta derecede gerinmeler kasılmış bölgeleri hareketlendirir. Acı hissetmeden önce durun. Biraz acının iyi gelmesi daha fazlasının da iyi olacağı anlamına gelmez. 45 gün boyunca gerinirseniz o kadar zevk alırsınız ki her gün yapmayı iple çekersiniz.

GÜVENİLİR OLUN 
Oksitosin iki taraflı çalışır. İnsanlar size güvenebildiğinde sizin onlara güvenip güvenmemenizden bağımsız olarak iyi hissedersiniz. İnsanların size daha fazla güveneceği fırsatlar yaratarak oksitosinin keyfini çıkarabilirsiniz.

KONTROL EDEMEDİĞİNİZLE BARIŞIN 
Beyniniz kontrol edemediğiniz şeyler arar ve kontrol sizdeyken iyi hisseder. Fakat kontrolünüz genellikle sınırlı ve öngörülemezdir, bu yüzden de öfke baş gösterir. Sınırlı kontrolünüzle rahat hissetmeyi öğrenebilirsiniz. Bu, kontrolü bırakmak ya da vazgeçmek anlamına gelmez. Sorumlu olmadığınızda güvende hissetmek anlamına gelir.

Dört mutlu kimyasal
Dopamin: Aradığınızı bulmanın keyfi.
Endorfin: Acıyı örten coşku.
Oksitosin: Sosyal bağların konforu.
Serotonin: Sosyal önemin güveni.

Beyninizi eğitin
AYNA: Sahip olmak istediğiniz alışkanlığa sahip birisini bulun ve aynalayın.
DENGE: Hâlihazırda iyi olduğunuz mutlu kimyasalları geliştirin.
EKLEME: Eski mutlu köklerin üzerine yeni mutlu devreler inşa edin.
ENERJİ: Enerjinizi zor mücadelelere saklayın.
MİRAS: İçinizdeki memeliyi memnun etmek için bireysel varlığınızı koruyun.
EĞLENCE: Yeni davranışınızda eğlenceli bir yön bulun ve tekrarlayın.
PARÇALAR: Zorlu görevleri daha küçük parçalara bölün.
YAPABİLDİĞİNLE TATMİN OLMAK: En iyinin peşinde sonsuza kadar koşmak yerine tatmin edici bir çözüm daha iyi olabilir.
PLANLAMAK: Yeni devreler oluşturmaya başlayın ki ihtiyacınız olduğunda hazır olsunlar.
GÖZÜNÜZÜNDE CANLANDIRIN: Sinir yollarınız görünmez olsalar da inşa ediliyorlar.

Mutlu Beyin