Bağırmayan Anne Baba Olmak (2017)

20 April 2018 10:21  /  Bağırmayan Anne Baba Olmak, Kitaplar

Fatma Erişken Aluç
Bağırmayan Anne Baba Olmak, Hal Edward Runkel 
Sinemasever Anne, 10.2017

Kitabı alırken tereddüt ettim; Celil Ediz daha 16 aylık, henüz bağıracak kıvama gelmedim. Ama ileride lazım olacağını bilerek arşive ekledim. Oğlum da sağ olsun kitabı bitirmeden ağlama krizlerine başladı J 182 sayfalık kitabın yazarı Hal Edward Runkel’dir. Evlilik, aile terapisti ve ilişki koçudur. İki çocuklu bir baba olması da zaten tecrübelerin sayfalara aktığını ispatlıyor. Çevirmenliğini Ebrar Güldemler’in (iyi ki çevirmiş) üstlendiği kitap Aganta Yayınevi’nden çıkmıştır.

Kitap dört ana bölümden oluşuyor: “Çocuklarınızın Gerçekten İhtiyaç Duyduğu O Havalı Ebeveyn Olmak”, “Soğukkanlılığınızı Korumak Alan Yaratmaktır”, “Sakin Kalmak Yer Yaratmaktır”, “Kendinizi Harekete Geçirmek”.

Celil Ediz ilk kelimelerini söylediğinde sevinç çığlıkları atıyorduk. Bir iki kelimeden sonra “Hadi” demeye başladı. Dalga geçer gibi hem de sürekli hadi hadi hadiii. Doktor kontrolünde durumu anlattık ve doktoru “E tabi bebeğin yanında 1000 defa hadi derseniz olacağı budur” diye tersledi. Meğerse haklıymış, fark etmeden sürekli diyormuşuz. Bu durum yanlış yolda olduğumuzun ilk kanıtıydı. Hal Edward Runkel de kitabında anne babalara sadece bağırmamak gerektiğini söylemiyor; bağırmak sadece sesle değil tavrınızla, bakışlarınızla, yaklaşımınızla, hatta sessizliğinizle de oluştuğunu vurguluyor. Sorun bağırmak değil gerilim yaratmak aslında. Bunu da çoğu kitapta olduğu gibi örneklerle, danışanlarının başlarına gelenlerle kanıtlıyor.

Kitabı bitirdiğinizde asla bağırmayan anne baba olacağınız diye garanti verilmiyor çünkü bunun formülü sadece sizde! Doğrusu da bu, yıllardır çözülemeyen hemen herkesin başına gelen şeyin formülü olsa herkes yapardı. Runkel şunu vurguluyor: Sakin kalarak çocuk büyütün! Sorunlu olan çocuklar değil, sizsiniz çünkü sakin kalmak sizin göreviniz. Bu sayede çocuğunuzu da sakinleştirme ve olayı büyütmeden çözme eğiliminde olacaksınız. Siz kendinizi kontrol edemezseniz çocuğunuza karşı sorumlu da olamazsınız. Zor mu? Bence çok zor ama imkansız değil. Yazdıkları elbette bazı eğitimlere, kitaplara ters düşüyor; gene de mantıklı olduğu aşikar. Celil Ediz’de denemeye başladım. Şimdilik çook küçük olsa da ağlama krizlerinin temelleri atılırken bu tavsiyeler işe yarıyor. Kitap boyunca bu sakinliği nasıl koruyabileceğiniz, neler yapıp yapmamanız gerektiği, çocuğunuza nasıl alan yaratabileceğiniz anlatılıyor.

Kitapta en sevdiğim, altını bastıra bastıra çizdiğim bölüm ise şu an benim en çok ihtiyacım olan şey: Dördüncü bölümdeki (Kendinizi Harekete Geçirmek) “Oksijen Maskesini Önce Kendinize Takın”! Uçaktaki uyarıyla birebir aynı mantık: Kendinizi kurtaramazsanız çocuğunuza faydanız olmaz! O yüzden önce kendinize iyi bakacaksınız, kendinizle ilgileneceksiniz, akıl sağlığınızı koruyacaksınız ve hatta BENCİL OLACAKSINIZ! Türk gelenek ve göreneklerinde bunu söylediğinizde (annem dahil) verilecek cevap şudur: “Aman ne demek bunaldım, sıkıldım! Allah sana sağlıklı sıhhatli bebek vermiş, daha ne istiyorsun?”. Yazar eğer kendinizi sevmezseniz ve kendinize iyi bakmazsanız sakin kalmanız da zordur. Sakin kalamadıkça da o meşhur sesli/sessiz/duygusal bağırmalar devam edecektir. Ne dersiniz, haksız mı?

Kitabı sadece anne baba olarak değil; eşinizle, ailenizle, çevrenizle, iş hayatınızla ilgili de okuyabilirsiniz. Sakin kalma desturu tüm ilişkilerinizi olumlu etkileyecektir. Okumalı, okutmalısınız.